Haber

Cumhurbaşkanlığı Adayı Kılıçdaroğlu: “İlk turda kazanacağız… Herkes sakince 15 Mayıs sabahını beklesin”

Ulus İttifakı Başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu Ben sahaları görüyorum, gençleri tanıyorum. Bu seçimi iki kişi belirleyecek. Gençler ve kadınlar” dedi. Kılıçdaroğlu ayrıca; “Bazı provokasyonlar olabilir. Bu provokasyonlara karşı son derece dikkatli olmaları gerekiyor. Vatandaşlarımız bu konuda zaten çok hassas. Örneğin Erzurum’da binlerce kişi 30-35 kişinin saldırısına karşılık vermedi. Büyük bir sağduyuya sahip olun. Herkes sakin bir şekilde Mayıs sabahını bekleyelim” dedi.

Millet İttifakı Başkan Adayı ve CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu , Halk TV canlı yayınında İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu soruları şöyle yanıtladı:

“ANAHTARLARINIZI MERKEZ ALMADAN TESLİM EDECEĞİZ: (Deprem bölgesi ile ilgili soruya) Evleri yıkılan vatandaşlarımızın evlerini biz yapacağız, anahtarlarını kuruş almadan teslim edeceğiz. Evleri yıkılanların günahı yoktur. Gittiler, tek başlarına tapuyu imzaladılar ve evi satın aldılar. Bu evi aldığında devlet güvence verdi, ’23 farklı belge hazırladım’ dedi. Altına 43 kişi imza attı.’ Hepsi mimardı, mühendisti. Bu evler depreme dayanıklı, gidip alabilirsiniz, ben de gidip aldım. Şimdi evlerin depreme dayanıklı olmadığı ortaya çıktı, o zaman anayasa diyor ki, ‘Devlet, idarenin kusurundan kaynaklanan zararı karşılamak zorunda. Gerekeni yapacağız. Bu kadar ev, iş yeri yıkıldı, alacaksın, 20 yıl taksitlerle yeniden yapacaksın, sayacaksın. Bu adam vergi ödedi. Bu adamın durumuna güvenen 43 farklı imzaya sahip 23 farklı belge var. O zaman ‘Evin yıkıldı, gel sana ev yapayım’ diyorsun. Sana 2 yıl ödemesiz 20 taksitle ev vereceğim.’ Neden kardeşim? bir kuruş almadan….

DEPREM BÖLGELERİ ORTA DOĞU VE AFRİKA’YA EŞYA İHRACATI MERKEZİ OLACAK: Deprem bölgesinin yükseltilmesi gerekiyor… Tüm alanın üretim bölgesine dönüşmesi gerekiyor. Buraya 1 milyon konut yapılacak; Beş kapı düşünün, beş milyon kapı demek. Pencereyi düşün, 10 milyon pencere demektir. Bu bölgede yapılacak binaların üretimindeki fabrikaların tamamı, musluktan, kullanılacak tüm ekipmanlara kadar bu bölgede üretilmelidir. Bunlar için özel bir düzenleme teşvik edilmelidir. Bölge, yaşadığı tüm acılardan kurtulmalı ve önemli bir üretim merkezine dönüşmelidir. Bu bizim amacımız. Bu inşaatların tamamı burada yapılacak. Ayrıca depremden sonra bu bölge Ortadoğu ve Afrika’ya ürün ihraç etmek için önemli bir merkez haline gelecek… Oradaki vatandaşlarım hiçbir zaman sahipsiz hissetmesinler. Gittiler, oturdular, konuştular. Hatta ‘Kılıçdaroğlu geldiğinde bu binaları yapmaz’ propagandası yaptılar. Binaları kuruş almadan teslim edeceğiz. Bölgeyi tekrar üretim üssü haline getireceğiz. Bölgede istihdam yaratılacak. Düşündüklerinden çok daha yüksek bir yaşam standardı oluşturacağız.

BINALİ DUYSUN, BUNLARI KESECEĞİM: (Vaatlerin menşei hakkında soru üzerine) Türkiye zengin bir ülke. Binali Bey’den çok daha fazla devlet tecrübesine sahip olan benim. Binali Bey hayatında bir kez bile maliyede çalışmamıştır. 27 buçuk yılımı finansa verdim. Ben bütçe yapmayı, para harcamayı, para biriktirmeyi bilen bir insanım. Binali Bey dilerse gelir ve özel bir toplantıda tüm arkadaşlarım detayları anlatır. Biz bu rakamları verirken ben oturup rakamları oraya yazmıyorum önemli bir teknik ekibimiz var hepsi bürokratik tecrübesi olan arkadaşlar. Tüm detayları hazırlıyorlar. Paranın nereye harcanacağını belirleyen yasa bütçe yasasıdır. Bütçe Kodunu siz yaparsınız, paranın nereye harcanacağını orada gösterirsiniz. Bu paranın nereye harcanacağını belirleyen kurum siyasi otoritedir. Siyasi otorite ‘Ben emekli olmayacağım, buna vermem’ diyor; ama buna ve buna vereceğim’ diyor. Dolar ve euro bazında teklif veriyorsunuz, bu yeterli değil. Her kur artışından kazanıyorlar. Bu müteahhitlerin hiçbiri zarar görmüyor. Ayrıca bu müteahhitler euro alırsa Avrupa Birliği’nde enflasyon, ABD’de dolar alırsa bu millet sırtına yıkılır. Bunları keseceğim. Binali Bey duysun, keserim onları. Dolardır, eurodur… Ben kendi ülkemi seven, milliyetçi damarları güçlü bir insanım. Benim Türk liram yok mu kardeşim? Neden dolar ve euro cinsinden teklif veriyorsunuz? Ne sebeple yapıyorsun? Türk lirasına bağlayacağım. Ayrıca en büyük tasarruf, faiz oranlarında düşüş olacak. Şimdi yüzde 75’e baktı. Git bak ve pazara sor.

EĞİTİMDE ŞAMPİYONLAR LİGİ KURACAĞIZ: (Merkez Bankası ve Milli Eğitim Bakanlığı bağımsız olacak mı sorusu üzerine) Eğitime kim karar veriyor? Nasıl antrenman yapacağıma karar veremiyorum. Bu işe pedagoglar ve eğitimciler karar verir. Bakan geliyor, bakana göre eğitim politikası veriliyor. Eğitim politikasını belirleyen çağdaş bir eğitim politikası olmalıdır. Çocuğun merak duygusunu arttırmalı ve teknolojiyi yakalamalıyız. Bilimsel çalışmalar yapmalıyız. Bütün bunları yapacak olan uzmandır. Ülkeler böyle şeyler yapıyor bizde bakan geliyor ben değiştirdim diyor. 7 bakan değişti Tahminen 17-20 kez eğitim politikası değişti. Çocuklar denek olarak kullanıldı. Bunu kaldıracağız. Aksine bu alan özellikle eğitimcilerin alanı olacaktır. Elbette Milli Eğitim Şûraları olacaktır. Bu eğitim ile belirlenecektir. Eğitimde şampiyonlar ligi kuracağız. Hangi partiden olursa olsun, çocuğunu okula gönderen her anne-baba eğitim sisteminden şikayetçi. Hepsini değiştireceğiz. Öyle bir eğitim sistemi kuracağız ki her veli çocuğunu okula gönderince ‘hayırlı olsun çocuğum iyi eğitim alıyor’ diyecek.

ADALET YÜRÜYÜŞÜ BAŞLANGIÇ OLDU, DEVAM EDİYOR: Adalet yürüyüşü daha başlangıçtı. Devam ediyor. Kim haksızlığa uğradıysa onun yanında olacağım ve onun sorununu çözeceğiz. Bu bahiste sıradan vatandaşlar da yargıda duyarlı olacak. Haksızlığa karşı durmayacağız.

ERDOĞAN NE DERSSE KAYBEDİYORLAR, PANİK İÇİNDELER: Bir mahkumun serbest bırakılması için; ya TBMM bir af kanunu çıkaracak ve o yetki benim değil, TBMM’nin. yoksa yargılanacak, mahkeme beraat kararı verecek. Yoksa gidip kolundan tutup seni bırakmayacağım. Bunlar da hukuk mefhumunu kaybetmişlerdir. Kendi kararıyla yargıya emir verdiği için serbest bırakın diyor, hakim de ona göre karar veriyor. Bu ülkede hak ve adalet varsa mahkeme kararı uygulanmalı… Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi karar veriyor. ‘Burada bir haksızlık var, bu adaletsizliği düzeltin’ diyor. Ayrıca devlet tazminat uygulamak zorundadır. Siz de bu kararı uygulamıyorsunuz. O zaman mahkeme kararı uygulanmayacaksa bu mahkemeler niye var? Bir hakim hukuka ve vicdanına göre karar vermiyorsa, saraydan gelen talimata göre karar vermiyorsa mahkemede hukuk yoktur. Mesele bu. Erdoğan ne derse desin. Kaybediyorlar, panik içindeler.

GEREKİRSE ŞAMPİYONLAR LİGİ İLE 24 SAAT ÇALIŞARAK BU SORUNLARI BİRLİKTE ÇÖZMEK ZORUNDAYIM: Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduğumda büyük bir sorumluluk taşıyacağımın bilincindeyim. Bu sorumluluğu yerine getirmek zorundayım. Bu sorunları çözmek için gerekirse 24 saat şampiyonlar ligi ile birlikte çalışmalıyım… Biz altı başkan ortaya çıktık. Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanlarımızda her zaman bizimle birlikte çalışıyoruz. Ekonomiyi, eğitimi, tarımı ve sağlığı iyileştirmesi gereken bir dizi sorunla karşı karşıyayız. Tüm bu sorunları akılcı politikalarla çözmek mümkündür.

BU TOPRAKLARDA KİMSEYE İZİN VERMEYECEĞİM: (Soruya: Seçimi kazanır mısınız?) Biz kazanacağız. Tabii ki ilk turda kazanacağız. Tarlaları görüyorum, gençleri tanıyorum. Bu seçime iki kişi karar verecek. Gençler ve bayanlar. Bayanlarla konuştum. Çocuklarınızın hiçbirinin beslenme çantası olmayacak. Hepsi okulda sütünü ve suyunu yiyecek. Hiçbir kadın benim gelirim veya güvenliğim konusunda endişelenmek zorunda kalmayacak. Çünkü Aile Ek Yardım Sigortası ile her aileye asgari bir gelir garantisi vereceğiz. Bunların hepsini yapacağız. Bu topraklarda kimseyi aç yatırmayacağım. Evdeki yangını en iyi bilen hanımlardır. Mutfaktaki ateşi en iyi bilen hanımlar. Bu ekonomik krizin yol açtığı tüm sıkıntıları en iyi bilen hanımlardır. Hanımlar bu sistemi değiştirecek. Gençler kendilerini öyle bir baskı altında hissediyorlar ki özgürlük ve bağımsızlık istiyorlar. Mezun olduklarında okullarında bir iş istiyorlar. Anne ve babalarına bağımlı olmak istemiyorlar.

GELİR DAĞILIMI HİÇ BU KADAR ZOR OLMADI: Tarihimizde ilk kez bir olay yaşanıyor. Milyonlarca alt gelir grubundan bir avuç üst gelir grubuna kaynak aktarımı. Gelir dağılımı hiç bu kadar bozulmamıştı. Cemiyetin kişi başı geliri 12 bin 13 bin dolar iken bugün 7 bin 8 bin dolara düştü. Yani bu süreçte fakirleştik. Neden? Elbette çevreler için çalıştık, tefeciler için çalıştık. İlgi ile çalıştık. Kaynaklar buraya gitti ve biz fakirleştik. Ekonomiyi yönetemezler. Sadece sarayı yönetirler. Sarayda oturmayacağız… Allah nasip ederse Çankaya’ya gideceğiz. Onu da değerlendireceğiz. O kadar çok imkanımız var ki hepsini değerlendireceğiz. Başkan mütevazi olmalı. Yukarıdan bir dil kullanmamalı. Halkına saygı duymalı, eleştiriye tahammül etmelidir. Vatandaşını dinlemeli. Ahlaki olmalı. Türkiye’nin prestijini koruması gerekiyor.

(Cumhurbaşkanı seçilirseniz Kemal Kılıçdaroğlu’nun hayatında ne değişecek sorusuna) Pek bir şey değişmeyecek. Sanırım daha çok çalışacağım, hepsi bu. Neyi değiştireceğim? Yaşadığım yer… Uğur Dündar’a mektup yazdım. Bunları ayrıntılı olarak anlattım. Öyle uyanacağım ve lüks bir hayat… Bunlar zaten hayatımda yok. İsraf haramdır. İnanıyorum. A4 kağıdı kullandığımda arkasını kullanmadan atmıyorum. Hayatım boyunca böyle oldu. Bugün de böyle, değişmedi.

BAŞKAN VATANDAŞA ÖRNEK OLMALI: (Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uzun konvoylarla ilgili sorusuna) Olmayacak efendim. Allah aşkına ne yapıyorsun. Akaryakıt yakarsın, mazot yaparsın, harcarsın, nedir bu? Vatandaşa tepeden bakıp onu küçük düşürmekle böyle bir anlayış olur mu? Cumhurbaşkanı vatandaşlarına örnek olmalıdır. Aslında bir siyasetçi yaşam tarzıyla, giyimiyle, giyimiyle vatandaşına örnek olmalıdır. Oğlunun nikahını yaparken elektrik faturası dahil tüm faturaları kendisi ödemek zorundadır. Başkan dediğin böyle olur. Ayrıca bu gerçekleşecek. Bütün ihaleler halka açık olacak… Onun için meydanlarda söylüyorum, ben telif almadım, size telif vermeyeceğiz. Bunu Cumhur İttifakı genel başkanlarının da söylemesini isterim. Söyleyemiyorlar.

BAŞKAN OLDUĞUMDA MUTFAKTAN ARAYABİLİRİM: Başkan seçilirseniz mutfaktan mı seslenirsiniz?) Vakti gelir. Biz ararız. Neden aramıyoruz? Ne de olsa tok olduğumuz yer evimizin mutfağı. Mutfak zamana rahmet gibidir. Mutfak da huzurdur. Mutfakta karnımızı doyururuz, sohbet ederiz, bütün bunlar olur neden olmasın. Başkanı toplumdan koparır, toplumdan uzaklaştırırsanız. Toplumu küçük görmeye ve toplumu azarlamaya başlar. Toplum adına ağır sözler söylemeye başlar. Türkiye’yi buradan çıkarmalıyız. Ne dedik? Türkiye’ye yeniden bahar gelecek. Bu yüzden söylüyoruz. Kimseyi aşağılamadan, hor görmeden; Türkiye başka bir dille, başka bir anlayışla yönetilecektir.

TÜM VAKALARIMIZ VAR: (Seçim güvenliğine ilişkin iddialar) Tüm sandıklara sahip çıkıyoruz. Tüm sandıklarda memurlarımız var, belki de tarihimizde bir ilk. Tam bir buçuk yıl önce başladık. Tüm önlemlerimizi aldık. Bu doğaldır sadece CHP’de, diğer partilerde de benzer tedbirler var. Bayram havasında sandığa gitsinler; komşuları, akrabaları, amcaları, amcaları; Hepsini alsınlar… Türkiye’nin değişimini gerçekleştirsinler. Türkiye bu kabustan uyanmalı. Bu kabus kaydedilmeli. Herkesin barış ve inanç içinde yaşadığı güzel bir Türkiye’yi inşa edeceğiz. İki büyük oyuncu var; gençlik ve kadınlar. Gençler ve kadınlar Türkiye’nin kaderini değiştirecek.

TOPLUMUN SOĞANA İHTİYACI OLACAĞINI HİÇ DÜŞÜNDÜN MÜ?: Toplum öyle büyük sıkıntılarla karşı karşıya kaldı ki… Bir anne evladına süt alamıyorsa, kıyma alamıyorsa; Et ve Süt Kurumu’nun önüne gitmek zorunda kaldım. TÜİK’i arayıp enflasyon rakamlarını düşürürlerse milyonlarca insanın hakkını, hukukunu gasp ediyorlar demektir. O zamanlar TÜİK’e gitmem gerekiyordu. Küçük tasarrufçuları sallayıp soyarlarsa; SPK’nın önüne geçmek zorunda kaldım. Bütün fakirleri perişan ettiler, insanları soğana mahkûm ettiler. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde toplumun muhtaç hale geleceğini hiç düşündünüz mü? Soğanın ağırlığı 30 lira; Nasıl bir çağda yaşıyoruz?

BU MİLLETİ HESAP UZMANI YAPTILAR: İki Türkiye var. Sarayda yaşayan insanların geliri, parası, milyarlarca doları var. Ve milyonlarca hayat var. Bir kişi ayda bir alır. Bir; Ben kirayı, yol parasını, su parasını, doğalgaz parasını nasıl ödeyeceğim… Bu milleti muhasebeci yaptılar. Hesaplayarak oturur; Ay sonunu nasıl getireceğim? Bir insan bu hesabı ömrünün sonuna kadar mı yapar?

HALK DİNLEMEDİ: Belediye başkanlarımıza iftira attılar. Bugün olduğu gibi. ‘Ankara’yı Mansur Bey’e verirseniz parayı teröristler toplar…’ Ama halk onları dinlemedi. Topluluk yardımı dört katına çıktı. Neden kesmek? Bu topraklarda hiçbir çocuğun aç yatmayacağı bir sistem kuracağım. Fakirlere yardım ederken onların yaptığını yapmayacağım…

TÜM KADINLARIN SOSYAL GARANTİSİ SOSYAL DEVLET OLACAK: Her bayanın bir garantisi olacak. Tarlalarda, bağlarda, bahçelerde çalışan kadınlar ve gençler var. Bunların hepsi sosyal olarak güvence altına alınacak. Devlet olarak sigorta primini biz ödeyeceğiz. Bonusunu onun adına yatıracağız. Türkiye’deki tüm kadınların sosyal güvencesi sosyal devlet olacaktır. Herkes emin olacak. Herkes gelecekle ilgili en ufak bir telaşa sahip olmayacak.

GAZETECİLER ÖZGÜR OLACAK, İSTERSENLER ELEŞTİRİCİ OLACAKLAR: (Basın özgürlüğü konusunda) Gazeteciler özgür olacak, dilediği gibi eleştiri yapacak. Bir politikacının övgüden çok eleştiriye ihtiyacı vardır. Gazeteciler; Türkiye genelindeki olayları görüp eleştiriyor; Devleti yönetiyorsan eleştiriden ders çıkarmalısın, onlara sahip çıkmalısın. Haksız bir eleştiri olursa telefona cevap verirsiniz. Ama eleştiri haklıysa gereğini yapacaksın. Devleti yönetenler her türlü eleştiriye katlanmak zorundadır.

KİRA KONUSU YARGI ALANININ TEMEL SORUNLARINDAN BİRİ HALİNE GELMİŞTİR: (Kira fiyatları yüksek) Başkan seçildik, kiralar üç gün sonra düşer, öyle bir şey yok. Hızlı bir şekilde sosyal konut inşa edeceksiniz. Orta veya düşük gelirliler için kiralar düşük olacaktır. Bunu yapacağız. Barınma, kira sorununu çözeceğiz; belli bir süre düşecek. Aileler iki şekilde bir ikilemle karşı karşıyadır. Bir yandan gelirler düşüyor, diğer yandan kiralar artıyor. Kira konusu yargının temel sorunlarından biri haline geldi.

Yani milleti adeta darbeci yaptılar: Demokrasiye inanıyoruz. Kasaba halkı belediye başkanını seçer. Belediye başkanı hata yaptı mahkemeye verirsiniz yargılanır. Yerine biri seçilecekse belediye meclisi var; Halk belediye meclisini seçer. Belediye başkanını apar topar görevden alıp yerine kayyum atıyorum diyorsunuz. Bu demokrasi değil. O zaman bu insanlar neden oy kullandı? Soylu başka bir şey söyledi: ‘Milli İttifak kazanırsa darbe olur’. Yani milleti adeta darbeciye çevirdiler. Artık ülkeyi yönetmekten acizler.

PAZARA GİDEMEZ, AĞA DOLDURMAZ; NEDEN OY VERİLİR: (Onun sözü üzerine, halkımız Erdoğan’a oy verirse) Vermez. Kuru soğana ihtiyacı vardı. Neden vereyim? Kendi ülkesinde barış istiyor. Markete gidemedi, fileyi dolduramadı; neden oy

HERKES 15 MAYIS SABAHINI DİKKATLİCE BEKLEYİN: (Seçim gecesi sorusu üzerine) Vatandaş olarak nüfus sayımı yapılırken; Sayıların doğru olup olmadığını izlemelerine izin verin ve çılgına dönmesinler. Büyük sevinç gösterileri yapmamalılar… Bazı provokasyonlar olabilir. Bu provokasyonlara karşı son derece dikkatli olun. Vatandaşlarımız bu konuda çok hassas. Örneğin; Erzurum’da 30-35 kişinin saldırısına oradaki binlerce kişi karşılık vermedi. Bu, büyük bir sağduyunun olduğunu gösterir. Herkes sakin bir şekilde 15 Mayıs sabahını beklesin.”

Kaynak: ANKA / Güncel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu